on end

make one's hair stand on end

korkutmak, dehşete salmak, tüylerini diken diken yapmak.
It was enough to make your hair stand on

end.
His hair stood on end at the sight: Görür görmez düyleri diken diken oldu.

for days on end

günlerce Zarf

for hours on end

saatlerce Zarf

for months on end

aylarca Zarf

for weeks on end

haftalarca Zarf

his hair stood on end

tüyleri diken diken oldu

make sb's hair stand on end

tüylerini ürpertmek Fiil

set on end

dikmek, dikine koymak.

standing on end

kalkık

two hours on end

geçmek bilmeyen iki saat

be on the receiving end

(a) (hediye, vb.) almak, alıcısı olmak, (iyiliğe vb.) uğramak/nail olmak; (b) hedef/kurban olmak, (bir

fenalığa) uğramak/maruz kalmak.
He has been on the receiving end of his father's temper: Babasının öfkesine hedef oldu.

collide end on (ship)

(gemi) başbaşa çarpışmak Fiil

end (a talk) on a pleasant note

tatlıya bağlamak Fiil

end on

(a) uç uca, kafa kafaya, baş başa, karşı karşıya, burun buruna.
meet end on: burun buruna çarpışmak.

The two train hit each other end on. (b) kirişleme.
stand/set end on: kirişlemesine koymak.

end on the gallows

asılmak Fiil

Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

İngilizce-Türkçe